
Seri The Studio — The Office'un yeni ambalajındaki ilk izlenimleri

The Studio, Apple'ın yeni dizisi, ünlü komedi oyuncusu Seth Rogen'ın yönetmen, yazar ve başrol oyuncusu olarak yer aldığı bir yapım. Prömiyer gününde izleyicilere ilk iki bölüm sunuldu ve ardından internet, izleyiciler ve eleştirmenlerden gelen sayısız olumlu yorumla patladı. Biz de yeni çıkışı inceledik ve gerçekten çok etkilendik. Detaylar aşağıda.
Hikaye, beklenmedik bir şekilde Continental Studios film şirketinin başı olan Matt Remick'i takip ediyor. Artık birçok sorunu var. The Studio, The Office'in bir versiyonu gibi, ancak film endüstrisi hakkında. Dahası, her şey büyük bir ölçekle yapılıyor. Önemli endüstri figürleri kendileri olarak ekranda yer alıyor ve ilk bölüm, karakterlerin Barbie'nin başarısını tartışarak benzer bir şey yaratmaya çalışmasıyla başlıyor. 'İç işleyişlere' bu kadar derin bir dalış, daha önce görülmemiş gibi görünüyor.
Matt, tuhaf bir karakter. Film stüdyosunda yıllarca çalışmış olmasına rağmen, hayali anlamı olan karmaşık filmler yapmaktır. Sorun şu ki, günümüz gerçeklerinde patronlar bunu istemiyor. Başlangıçta, 'Oscar'ların artık değerinin kalmadığı' şeklinde bir ifade var, ancak The Super Mario Bros. Movie bir milyardan fazla kazandı. Bu, birçok stüdyonun duvarları içinde kesinlikle var olan harika ve dürüst bir duruş. Tam anlamıyla bizim gerçekliğimiz.
Yeni sorumluluklarla karşılaşan Matt, bütçeleri ayıranlarla kendisiyle birlikte çalışanlar arasında denge kurmaya başlıyor. Bazen yalan söylemek, sempati kazanmak ya da hatta idolü olan yönetmeni kırmak zorunda kalıyor. Üretim sürecinden uzak olan sıradan bir izleyici için, bunların hepsi gerçek bir açığa çıkma gibi görünüyor.
What do you think of Seth Rogen's work?
Ancak yeni projeyi The Office ile gerçekten bağlayan şey, mizah. Bazen absürt, ama her zaman parlayan ve hedefi vuran bir mizah. Matt'in bir senaryoya 10 milyon dolar harcadığını ve bunun çekilmediğini açıklamak zorunda kaldığı an, çok ince bir hiciv. İkinci bölüm tamamen tek bir eğlenceli durum etrafında inşa edilmiş, büyük patronun seti ziyaret etmesi durumunda ne olacağını araştırıyor. Tüm bunlar, yaratıcılıkla ve zorlamadan yazılmış ve yönetilmiş. Rogen'ın tüm mekanikleri iyi anladığı ve bildiklerini birinci elden gösterdiği açık.
Elbette, yeni patronun ekibi de diğer departman başkanlarından oluşuyor. Henüz tam olarak tanıtılmadılar, ancak her biri zaten çok belirgin bir kişilik. Özellikle Agatha All Along dizisinden tanınan Kathryn Hahn öne çıkıyor. Yeni dizide, pazarlama departmanının eksantrik başkanını canlandırıyor. Anlatının sonunda stüdyo patronlarının her birine zaman ayırmasını umuyoruz, sadece Matt'e odaklanmak yerine.
İlk bölümlerden sonra özel bir mentionu hak eden bir diğer aktris ise Catherine O'Hara. Matt'in üstlendiği Continental Studios'un eski başkanını canlandırıyor. Dahası, ana karakterin, rakibini yetiştiren mentoru. Catherine, film prodüksiyon işinde iyi bilgili, her şeyin nasıl çalıştığını ve kendi hedeflerine nasıl ulaşacağını bilen güçlü bir kadını canlandırarak harika bir performans sergiliyor. Matt, mentorunu yapımcı olarak görev almaya ikna ediyor, böylece birlikte çalışmaya devam edecekler. Bu, ana karakterin büyük bir şey başarmaya çalışan hevesli bir hayalperest olarak göründüğü, eski başkanın ise en iyi sonuçları elde edebilen soğukkanlı bir profesyonel olduğu ilginç bir ikili yaratıyor.
Dizinin bir diğer önemli artısı ise çekimler. İki mevcut bölümün her biri yapı ve sunum mekanikleri açısından çok farklı. İlk bölüm daha geleneksel bir seçenekken, ikincisinde bir sahneyi tek bir çekimde çekmeye çalıştıklarını izliyoruz. Buradaki sürpriz, bir noktada dizinin kendisinin sahneyi tek bir çekimde göstermesi. Bu, bir matruşka gibi ve son derece orijinal.
Gelecekte bizi nelerin beklediğini yargılamak zor, ancak The Studio'yu başlangıçta olduğu kadar harika bir proje olarak tutacak birkaç yönü vurgulamaya çalışacağız. Öncelikle, daha fazla "kamera arkası" anları umuyoruz. Burada endişelenecek bir şey yok, çünkü her iki bölüm de yaratıcıların izleyiciyle oldukça açık bir diyalog seçtiğini gösterdi. Her şey hayatta olduğu gibi ve filmler, ya para kazanan ya da başarısız olan projeler olarak algılanıyor.
İkincisi, daha fazla karakterin geliştirilmesini umuyoruz. Matt hala ana karakter, ancak onun aracılığıyla diğer ekip üyeleri hakkında bilgi edinebiliriz ve onların da anlatacak hikayeleri olduğuna eminiz. Üçüncüsü, elbette, mizah. Rogen dengeyi korumayı başarırsa, mekanik çekim süreci üzerine en iyi hicvi elde edeceğiz. Soru, yönetmen ve yazarın her bir 10 bölümde yeni bir şey göstermek için yeterince hayal gücüne sahip olup olmadığı; kaba veya tekrar olmadan.
***
Sonuç olarak, The Studio 2025'in en sıradışı, ilginç ve komik gösterilerinden biri. En azından başlangıçta. Diziyi dikkatle takip edeceğiz ve kapsamlı bir nihai analiz yapacağız.
Are you watching The Studio?