Sıcak bir plaj, okyanus dalgalarının ritmik salınımı ve bikini giymiş güzellikler. Harika bir tatil için başka neye ihtiyacınız var? Kesinlikle, tüm sakinleri ve misafirleri zombilere dönüştürecek bir virüse! Her zaman ayrı bir adada zombilerle dolu bir dünyaya girmek istemiştiniz, değil mi? Hayır mı? İstemiyor muydunuz? Olmaz, herkes ister... neyse.
Artık bir deyim haline gelmiş Polonyalı geliştiriciler, bu durumda Techland'dan arkadaşlar, Dead Island'ı çıkarmak için yıllar harcadılar. Ama yine de çıkış tarihine yetişemediler: oyun eğlenceli bir şekilde takılıyor, dokular bazı yerlerde bozuluyor ve video ayarları kontrolleri garip bir şeyden sorumlu. Çıkıştan hemen sonra sürekli yamanması, oyun için kesin bir dezavantaj, ama en azından bunları zamanında düzeltiyorlar.
Left 4 Dead ve diğer zombi oyunlarından farklı olarak, Dead Island'ın farklı bir oyun dünyası mekaniği var: dolup taşan zombi dolu devasa lokasyonlar, karakter beceri geliştirmeleri şeklinde RPG unsurları, silah yaratma yeteneği ve düşmanlara karşı korunmak için el yapımı eşyalar kullanma imkanı.
Oyun dünyasının tasarımı hakkında hiçbir şikayet yok; ayrıca her şey mükemmel bir şekilde yapılmış: her lokasyon içeriğine göre tasarlanmış. Şehir, arabalar ve ofislerle doluyken, plajlar şemsiyeler, barlar ve kulüplerle dolu. Oyunun her köşesi, oyuna tamamen dalmayı imkansız kılacak sayısız küçük öğe ile dikkatlice doldurulmuş. Grafiksel olarak, oyun da iyi görünüyor (tabii ki, yamalardan sonra).
Oyun boyunca zombileri öldürmek — Dead Island'ın tüm hikayesi bu. Daha ileri gittiğinizde, sonun daha kısa ve daha buruşuk olduğu beş bölüm, yazarları onurlandırmıyor, ancak çoğu oyuncunun muhtemelen tüm hikayeyi tamamen atlayacağı kesin. Bunun nedeni, "bilgisayar karakteri" simülasyonunun gerçek dünya gibi stilize edildiği heyecan verici oynanış. Karakterimiz yoruluyor, yumruklarıyla savaşıyor, umutsuzca zombilere tekme atıyor ve tabii ki, eline geçen her şeyi silah olarak kullanıyor: bıçaklar, kürekler, anahtarlar vb. Oyunda ateşli silahlar da var, ancak uygulaması çok zayıf ve ateş etme anlarında oyun standart bir Polonyalı nişancı gibi görünüyor.
Oyunun başında hoşunuza giden bir karakter seçtikten sonra (kararımızdan bağımsız olarak otelde başlayacağız), oyuncu, taktik olmadan öne doğru saldıran çeşitli zombilerin ordularıyla savaşmak zorunda kalacak.
Her oyun karakterinin geliştirilebilen kendi yetenek ağacı var, ayrıca bazı "yetenekleri" de açabiliriz. Örneğin, "öfke" modunda, verilen hasarı ve sağlığınızı önemli ölçüde artırabilirsiniz, bu da zombiler her yandan sizi kuşattığında kesinlikle işe yarar. Yan görevler, o kadar monoton ki, burada senaryolu zombi saldırılarıyla bile karşılaşmayacaksınız!
En azından parçalama harika bir şekilde gerçekleşti: sevdiğiniz silahı güçle sallayarak, sadece zombileri dövmekle kalmayacak, her vuruşta zavallı şeyler giderek bir cesede benzeyecek. Ve ne kadar tatmin edici bir şekilde, kanla, "parçaları" fırlarken, zombilerin inlemeleri ve homurtuları eşlik ediyor! Bu arada, spesifik hasar sistemi mükemmel çalışıyor: kolayca bir kolu kesebilir veya bir dizi kırabilirsiniz ve düşman buna göre çevikliğini ve gücünü veya hareket hızını kaybedecektir. Oyunda özel olarak öldürmenin sayısız yolu var: canlı canlı yakabilir, parçalara ayırabilir, devirebilir ve ellerinizle bitirebilirsiniz, vb. Genel olarak, çeşitli ahlaka aykırı eylemler gerçekleştirmeyi sevenler için harika bir deneyim!
Dead Island'ı başından beri beğenen oyuncular, kesinlikle birden fazla kez oynayacaklardır. Elbette, oyunun bazı dezavantajları var, ama hayranlar bunlara dikkat etmeyecekler. Oyunun başında gösterdiği avantajlar birçok yeni oyuncuyu çekecektir. Dead Island'ı beğenmeyenler (genellikle Left 4 Dead hayranları) ise muhtemelen Polonyalı geliştiricilerin yaratımını tamamen unutmalıdır.