Kıyamet sadece bir uzaylı istilası ve zombi ayaklanması değil, aynı zamanda küresel ölçekte bir yıkımdır. Dev şehirler harabe haline gelir, insanlar korkunç yıkımın yanı sıra yiyecek ve su eksikliği gibi kıyametin neden olduğu diğer sonuçlar nedeniyle de topluca ölürler. Oyun I Am Alive'da, oyuncu kıyamet sonrası bir dünyada günlük yaşamın zorluklarını birinci elden deneyimlemek zorunda kalacak.
I Am Alive oyununda, silahlar son önceliktir. Keskin bir bıçaktan çok daha önemli olan bir su şişesi ve bir parça ekmek bulmaktır. Oyun boyunca, yiyecek ve su kıtlığından yıkılmış bir şehre kadar birçok engelle karşılaşıyoruz; bu şehir, böyle korkunç olaylardan sonra gerçekten "Beton Ormanı" olarak adlandırılabilir, çünkü bu şehirde hayatta kalmak, vahşi bir ormanda hayatta kalmaktan çok daha kolay hale gelmez.
Oyun karakteri, hikayeye göre, ailesine geri dönmek için şehre döner, ancak şehir korkunç bir şeye dönüşmüştür ve kahramanımızın ailesinin felaketten kurtulup kurtulmadığını bile bilmiyoruz. Şimdi tek bir ana hedefimiz var: ana karakterin ailesini bulmak. Arama, elbette, sürekli olarak çatıdan çatıya atlama, borulara tırmanma ve her türlü çıkıntıya tutunmayı içeriyor. Dahası, bu "atlama ve çıkıntıya tutunma sistemi" gerçek hayatta olduğu gibi görünmektedir. Yani, kahramanımız, Pers Prensi gibi, bir futbol sahası büyüklüğündeki bir uçurumun üzerinden atlayamaz veya bir çıkıntıda sonsuza kadar asılı kalamaz. Eğer I Am Alive'da bir uçurumun üzerinde çok uzun süre asılı kalırsanız ve yukarı tırmanmayı denemezseniz, ana karakter kaçınılmaz olarak düşecektir.
Oyun boyunca, hem bize birkaç görev vererek yardım edebileceğimiz dost hayatta kalanlarla, hem de sadece yiyecek ve giysilerimizi isteyen bir grup barbar ve yağmacıyla "karşılaşacağız". Böyle durumlarda, savaşa atılmak akıllıca değildir, çünkü yakın dövüşte tek bir düşmanla başa çıkmak oldukça zordur, hele ki kahramanımızın bir dövüşü kazanma şansı sıfır olan küçük bir çete ile karşılaştığında. Böyle bir durumda, düşmanları bir silah veya yay ve okla biraz korkutmak, onları silahlarını bırakmaya ve teslim olmaya zorlamak daha iyidir. Ya da onları bir uçuruma silah zoruyla götürüp itmek. Böyle durumlarda, düşmanları boş bir silahla tehdit edebilirsiniz ve yine de korkacaklardır. Ancak düşmanlar arasında, sadece bir kurşuna ihtiyaç duyan cesur tipler de olacaktır. Bu arada, oyunda çok az kurşun var. Şayet şarjörünüzde en az iki veya üç kurşun varsa, şanslısınız demektir.
***
Genel olarak, I Am Alive oldukça şık ve alışılmadık bir oyundur. Burada süper güçlü rakipler veya mega dayanıklı karakterler yok. Bu oyun, gerçek koşullara mümkün olduğunca yakındır. Su ve yiyecek eksikliği, harabeler arasında hareket etmenin zorlukları, rakiplerle gerçekçi dövüşler ve çok daha fazlası. Bu oyunda, kaba kuvvet arka planda kalır; burada önemli olan doğru taktiği oluşturmak, her şeyi en küçük ayrıntısına kadar düşünmek ve uygulamada tereddüt etmemektir. Bu oyunu tüm oyunculara, özellikle de düşünceli taktikler ve eylem planları geliştirmeyi sevenlere tavsiye ediyorum.