Otuz yıl önce, Java geldi - yazılım geliştirme kurallarını yeniden yazan bir programlama dili. İlk günlerinden tuhaf web uygulamaları için bir araç olarak başlayan Java, dünya çapında kritik öneme sahip sistemlerin temel taşı haline geldi. "Bir kez yaz, her yerde çalıştır" vaadi başlangıçta bir hayal gibi görünüyordu. Ancak Java Sanal Makinesi (JVM) bunu mümkün kıldı ve kodun akıllı kartlardan veri merkezlerine kadar her yerde çalışmasını sağladı. Temiz sözdizimi, otomatik bellek yönetimi ve katı tip kontrolü ile Java, kodlayıcılar için öğrenme eğrisini düşürdü, aynı zamanda sağlam güvenlik özellikleri Fortune 500 yönetim odalarını etkiledi.
Bugün, Java sessizce milyarlarca hayatı etkileyen sistemlerin temelini oluşturuyor. Hindistan'ın ulusal dijital kimlik platformunu (DigiLocker) çalıştırıyor, Visa ve Mastercard için ödemeleri işliyor ve Walmart ve Amazon gibi perakende devleri için tedarik zincirlerini optimize ediyor. NASA bile Java'ya güveniyor - uydu kontrol sistemlerinde ve kozmik telemetri işlemlerinde yer alıyor.
Gösterişli rakiplerine rağmen, Java'nın teknoloji üzerindeki etkisi azalmadı. LinkedIn ve Indeed, BT iş ilanlarının %20'sinin hala Java becerileri talep ettiğini bildiriyor; bunun nedeni, Java'nın miras kod dağları ve sürpriz olmayan güncelleme döngüsü. Eleştirmenler, Java'nın sektörün iş atı olarak kalıp kalmayacağını veya modern dillerin arkasında kaybolup kaybolmayacağını tartışıyor. Ancak etkisi artık kodun ötesine geçiyor: lisans değişiklikleri ve bulut savaşları aracılığıyla, Java'nın ekosistemi gelişiyor - AWS entegrasyonlarından yerel açık kaynak projelerine kadar her şeyi birleştiriyor. Otuz yıl sonra, sadece hayatta kalmıyor. Altyapı.