Elli yıl önce, 1975'te, o zamanlar kimsenin tanımadığı AMD, mikroişlemci pazarında gelişimine başladı ve ilk işlemcisi AM9080'i piyasaya sürdü. Xerox'tan ayrılan bir mühendisler grubu, yanlarında hediyelik eşyalar değil, ön üretim Intel 8080 örneğine ait yaklaşık 400 detaylı fotoğraf getirdi. Bu "mavi baskılar" ile alıcı arayışında Silikon Vadisi'ne yöneldiler ve bu alıcı AMD oldu.
Kendi, o döneme göre daha gelişmiş N-MOS teknoloji üretim hatlarını kullanan AMD, sadece başkasının tasarımını kopyalamadı; şirketin mühendisleri, orijinal tasarımı geliştirmeyi başardı. Orijinal Intel 8080, 3.1 MHz'e kadar frekanslarda çalışırken, AMD'nin işlemcisi 4 MHz'e kadar zorlanabiliyordu. Projenin finansal tarafı bugün bile olağanüstü görünüyor, çünkü bazı raporlara göre, AMD için tek bir AM9080'in üretim maliyeti 50 cent'i geçmedi, ancak işlemci parça başına 700 dolara kadar satılabiliyordu ve bu, genç şirket için güçlü bir finansal sıçrama tahtası sağlıyordu.
Doğal olarak, Intel klonun ortaya çıkmasına tepki verdi. Ancak, uzun süren hukuki savaşlara girmek yerine, iki taraf bir anlaşma yaptı. 1976'da, AMD'nin Intel'e bir kerelik 25,000 dolarlık bir ücret ödediği ve yıllık telif ödemeyi taahhüt ettiği bir anlaşma imzalandı. Bu uzlaşma her iki taraf için de faydalı oldu, çünkü büyük müşteriler, tedarik garantisi için ana bileşenler için ikinci bir kaynak talep ediyordu.
Bu ilk anlaşma geleceğin temellerini attı. 1982'ye gelindiğinde, anlaşma genişletildi ve AMD'ye sadece klonlama değil, kendi x86 işlemcilerini yaratma izni verildi. Bu, nihayetinde Intel ile eşit şartlarda rekabet eden efsanevi ürün serilerinin ortaya çıkmasına yol açtı. Böylece, endüstriyel casusluk ve cesur mühendislik çözümleri döneminde doğan mütevazı AM9080, önümüzdeki on yıllar boyunca tüm bilgisayar pazarının manzarasını şekillendirdi.
Bu hikaye, günümüzde ilginç bir devam buluyor: kaynakların Ekim 2025'in başlarında bildirdiğine göre, AMD ve Intel bir kez daha müzakerelerde bulunuyor, bu sefer—AMD'nin Intel'in üretim tesislerinde çip üretme olasılığı üzerine. Yarım yüzyıl önceki anlaşmanın temeli klonlama iken, bugün küresel lojistik ve risk çeşitlendirmesi ile ilgili. Parodik olarak, bu potansiyel ortaklık hikayeyi tam bir daireye getiriyor ve yüksek teknoloji endüstrisinde rekabetin ve işbirliğinin her zaman el ele gittiğini kanıtlıyor.
Arkadiy Andrienko

